Kurumlar için risk, bir kurumun belirlediği stratejilerine ve amaçlarına giden yolda karşılaştıkları her türlü engelden dolayı maruz kaldıkları potansiyel maliyetlerdir. Dolayısıyla bu maliyetler, kurumun elinde bulunan emtia veya kapitali veya varlıklarının değerini koruma için doğru yönetilmesi gerektiği kadar, piyasa değişkenliğinin sağladığı fırsatlara da hazır olmak demektir. Dolayısıyla risk, doğru kontrol edildiği zaman kurumların gelişmesini büyümesini de sağlayan bir olgudur.
Rekabetçi piyasada sürdürülebilir bir büyüme için hem maliyet hem de potansiyel fırsatlara iyi hazırlanmak için risk yönetimi üstünde giderek daha çok durulmaya başlanılan bir olgu haline gelmiştir. Doğru yönetilemeyen risk, rekabet ile birlikte hem makro ölçekte hem de mikro ölçekte bir çok krize sebep olmaktadır. Geçtiğimiz 10 senede mikro ölçekte şirketlerin yönetemediği banka ve sigorta sektöründeki riskler, makro ölçüde bir yansıması olmuş ve tüm dünyayı etkilemiştir. Bu yüzden şirketlerin varlık-teminat ve kıymetli evraklar gibi sahip olduğu finansal sermayelerin hem şimdiki değerinin hem de gelecekteki değerinin iyi ölçülüp buna göre kontrol sisteminin olması artık vazgeçilmezdir. Kontrolsüz satış-üretim veya sadece güvene dayalı ticari işlemler, bir süre sonra finansal istikrarsızlığa sebep olmaktadır.
Kısacası şirketlerin sahip oldukları varlıkları olduğu gibi koruması, istikrarlı bir gelişme, kayıpların öngörülebilir – kontrol edilebilir şekilde beklenmeyen gelişmelere hazır olması için kurgulanan bu yönetim şekli giderek önem kazanmaktadır . Dolayısıyla risk barındıran verilerin doğru ve raporlanabilir bir şekilde kurgulanması gerek yasal gerekse şirket içi denetim ve iç kontrol süreç sahiplerinin üstünde durdukları bu kurguya, yeni kontroller, senaryolar hazırlayıp bunu sistemsel olarak takip etme ihtiyacını doğurmaktadır.
Sonuç olarak hızlanan ticaret ve nakit akışı, şirketlerin büyümesini de hızlandırdığı gibi, risklerin de artmasına sebep olmaktadır. Tam da bu nedenle artık şirketler, doğru kurgulanmış sistem altyapılarıyla birlikte risk risklerini kullandıkları ERP içerisinde tümleşik ve modüler bir yapı olarak görmek istemekteler. B2F olarak hazırladığımız Dynamics NAV Risk Yönetim Çözümü ve Microsoft Dynamics 365 Business Central Kurumsal Risk Yönetimi teminatlardan, müşteri limitine, değerli varlık yönetiminden DBS’ye uzanan bir yapıyla doğru ve raporlanabilir şekilde şirketlerin ihtiyaçlarını karşılamaktadır.
Ayrıca Risk yönetimi altında geliştirilen tüm modüller geliştirmeleri tek bir sayfada raporlanabildiği gibi işlem sırasında açık hesap, bağlantılı satış gibi işlemleri yapabilirsiniz.
Doğrudan Borçlandırma Sistemi (DBS), genelde distribütör yapısı veya şube yapısı olan kurumların daha çok tercih ettiği, kesilen faturaların karşılığı olarak alınması gereken tahsilatların bankalar aracılığıyla yapılmasını sağlayan bir sistemdir.
Satışlara istinaden banka tarafından şirketler adına alınan ödemelerin takibi, bu sistemi kullanan şirketlerin kaynaklarını daha farklı işlere yöneltmesine sağlayarak gerek zaman gerekse maliyet gibi istenmeyen kayıpları engellemesini sağlar. Ayrıca banka tarafından güvenceye alınan ödemeler, nakit akışının daha net ve öngörülebilir olmasını sağlayarak risk yönetimini daha düzgün yapılmasına olanak sağlar
Satışlara istinaden alınacak olan ödemenin takibi çoğu zaman şirketlerin yönetmekte zorlandığı bir konudur. Gerek müşteri-satıcı ilişkilerinin gerilmesine sebep olacağı potansiyel sorunları engelleyebileceği gibi kurumsal yönetilmesi gereken bir işlemin bankalar tarafından yapılması ve sistemsel olarak takibi çok daha sağlıklıdır. Ayrıca daha önceden belirlenmiş olan doğrudan borçlanma limitleriyle alınacak olan risklerin daha doğru yönetilmesine olanak sağlamış oluyor. Doğrudan borçlandırma sistemi ERP ile tümleşik kurgulanınca yapılan ödemeler istenildiği anda takip edilir duruma geldiği gibi, teminat varlıkları müşteri ile eşleştirilip, düzgün bir limit dengesi ayarlanabilir olmakta.
B2F’in geliştirdiği “Business Central Doğrudan Borçlandırma Sistemi ve Dynamics NAV Doğrudan Borçlandırma Sistemi” modülü teminat yönetimini de içerdiğinden dolayı risk yönetimini tümleşik olarak kurgulama imkanına sahip olabilirsiniz. Ayrıca Business Central / Dynamics NAV içinde B2F tarafından ve Risk yönetiminin bir parçası olarak bulabileceğiniz Teminat Yönetimi Modülü size teminatlarınıza katsayı vermenizi, bu şekilde müşteri risk yönetimini doğru kurgulamanıza olanak sağlar.
Örnek olarak şirketiniz için çek ve senet tutarı aynı olsa bile, senet riskini daha fazla olduğunu düşünebilirsiniz. Dolayısıyla senet teminatının kat sayısını düşük gösterip, limiti çok daha az arttırma esnekliğine sahip olabilirsiniz. Ek olarak Doğrudan Borçlandırma Sistemi ile müşterinize kesmiş olduğunuz fatura ile aldığınız tahsilatı otomatik olarak eşleştirebilirsiniz. Business Central /Dynamics NAV içine attığınız DBS ye dair kayıtları isterseniz fatura bazında isterseniz müşteri bazında isterseniz toplu şekilde Banka sistemine gönderebilir, aynı yöntemle alınmış tahsilatları veya yenilenmiş limitleri Business Central /Dynamics NAV çekebilirsiniz.
Ticaretin ve kapital akışının çok hızlandığı günümüzde risk yönetimi çok önemli bir konu haline gelmiştir. Potansiyel finansal riskler ve şirketlerin ileriye yönelik stratejik karar alma ihtiyaçları; teminat alma-verme-takip etme gibi operasyonların tümleşik bir yapıda monitör edilip buna göre aksiyon alınmasını zorunlu hale getirmiştir.
Teminat yönetimi, şirketlerin tahsilatlarını garantiye alıp, risklerini düşürmek için en sık başvurdukları finansal yönetimlerden biridir. Potansiyel belirsizlik veya riskleri kontrol etmek, şirketlerin ileriye yönelik atmak istedikleri stratejik adımı doğru hesaplamak ve nakit akış dengesini sağlıklı kurmak için B2F teminat yönetimi ERP’nizin ve Kurumsal Risk yönetiminin bir parçası olması gerekmektedir.
Merak ettiğiniz diğer içeriklerimiz için blog yazılarımıza göz atın.
Detayları, bir toplantı planlayarak, konuşabiliriz.